Haritada Kozluören ve komşu köyler

Uydudan Kozluören ve çevresi

 

 

                   

 

 

Adet ve Gelenekler

 

Doğum

 

Doğumlar eskiden köyde el becerisi olan Kadınlar tarafından yaptırılırdı. Doğum sonrası bebeklerin ve doğum yapan Annelerin sağlıklarına cok dikkat edilir. Doğumun üçüncü gününde bebekler tuzlanır. Tuzlamanın amacı bebeğin Terinin kokmaması ve cildinin korunması içindir. Tuzlandıktan iki saat sonra bebek temiz suyla yıkanır. Bazı aileler tuzlama yerine , bebeği tuzlu suyla yıkamayı tercih ederle.

 

Altı aylık  kınası

 

"Altı aylık kınası", doğrudan kız çocuğuna yönelik bir gelenektir. Nasıl, erkek çocukları için sünnet düğünü yapılırsa, kız çocukları         için de "altı aylık kınası" denilen gelenek vardır. Bunun için, kız çocuğunun altı aylık olması, bir ön koşul değildir. Bu gelenek kız         çocuğuna dört yaşına kadar uygulanabilir. Bu bağlamda, davetliler eşliğinde kız çocuğuna törenle kına yakılır. Kız çocuğuna bu esnada hediyeler verilir, para ve takı takılır. Önceleri, köyde altı aylık kınası yakılan kız çocuklarına, aile büyükleri tarafından ev, tarla veya hayvan adanırdı. Bu törene, köyde yapılıyorsa, tüm köylü davetlidir. Kentlerde ise, sadece eş-dost, tanıdıklar davet  edilmektedir ve tören genellikle salonlarda yapılmaktadır. Tören esnasında kız çocuğuna "üç etek" giydirilir. Genelde     akrabalar ve törene katılanlar arasındaki kadınlar-kızlar da "üç etek" giyerler. Kına türküler eşliğinde kız çocuğunun ellerine ve ayaklarına yakılır.Bu törenler ve gelenek, diasporada (ve tabii ki Almanya'da) aynen  devam ettirilmektedir.

 

Sünnet

 

Sünnetler genellikle Pazar ve Perşembe günleri ehliyetli sünnetçiler ve sağlık mermurları tarafından yapılır. Sünnet iki şekilde yapılır, mevlüt ve Sünnet düğünü. Mevlüt Cumartesi veya Çarşamba akşamlarş oğlan çocuğuna kına gecesi         yapılarak başlar. Çocuğun elinin küçük parmağına kına yakılarak para ve altın takılır. Eğlence orkestra veya çalgı eşliğinde geceye kadar devam eder. Ertesi gün kazanlarla çeşitli yemekler yapılır. Mevlüt okunduktan sonra yemekler yenir. Öğleden sonra çocuk sünnet elbiseleri ile ata bindirilip, köyün içinde köylüler ve davetlilerle beraber dualar okunarak, gezdirildikten sonra evin önüne getirilir. Burada atın yönü Kıbleye çevrilip dua okunduktan sonra Anne-Baba ve yakınlara ne bağışladıkları sorulur. Bağış ve takılar bittikten sonra çocuk attan indirilerek sünnet odasına alınıp ehliyetli sünnetçiler ve sağlık mermurlar? tarafından sünnet edilir. Sünnettten sonra eş-dost geçmiş olsun dileklerinde bulunurlar.

Maddi imkanları iyi olan aileler sünnet düğünü yaparlar. Düğünden 1-2 hafta önceden okuntu yırtılıp bayrak kaldırılır. Beyaz ve kırmızı bezden oluşan bayrak Tekbirle evin herhangibir yüksek köşesine konur. Bayrak kaldırmanın anlamı düğünün başladığını ilân etmektir. Okuntu ise davetiye demektir.   Dışarıan gelecek davetlilerin rahat edebilmeleri için köylüler arasında misafir taksimi yapılır.

Düğün  çalgı eşliğinde (Klarnet, Davul,Trompet...) Çarşamba veya Cumartesi günü öğleden sonra başlar. Düğünün başlamasıyla yemekler yapılır, mezeler hazırlanır. Akşama erkekler düğün evinde çalgı eşliğinde eğlenirken diğer taraftada kadınlar ve gençler orkestra eşliğinde eğlenip kına hazırlığına başlarlar. Bayraktarlar (Düğünü idare eden gençler) davetlileri kınaya buyrun ettikten sonra çalgı ile kına yerine gidilir. Önceden hazırlanmış  bir sandalye üzerine tepsinin içinde ortasında mum yanan kına konur. Sandalyenin başında sünnet çocuğu ve bir yakını bekler. Sonra davetliler tepsiye para attıktan sonra, kadınlar çocuğun sağ elinin küçük parmağına kına yakarlar. Böylece kına merasimi sona erir ve eğlence devam eder.

Perşembe veya Pazar günü sabah kalktıktan sonra, köy bayrağı evin önünde bulundurulur ve yemek hazılıkları devam ederken, düğün sahibinin organize ettiği yağlı güreş, at koşuları vs. yapılır. Davetliler aviyet ve hediyelerini, çalgı  ve bayrak eşliğinde tek tek yada gruplar halinde, düğün evine getirirler.

Öğleden sonra yemek faslı sona erince, sünnet çocuğu ata veya deveye bindirilip ay- yıldızlı bayrak, çalgı ve bütün davetliler eşliğinde köy gezdirilir. Bu esnada sürekli çalgı çalır ve oyunlar oynanır. Evin önüne gelindikten sonra atın veya devenin yönü Kıbleye çevrilip dua okunur. Sonra Anne-Baba ve yakınlara ne bağışladıkları sorulur. Bağış ve takılar bittikten sonra çocuk attan veya deveden indirilerek sünnet odasına alınıp sünnet edilir. Sünnettten sonra eş-dost geçmiş olsun dileklerinde bulunurlar.

 

Askere uğurlama

 

Askerlik çağına gelen gençler, çağrılarını alıca akrabarı, yakınları ve köylüler tarafından yemeğe davet edilirler.  Yemek bir nevi uğurlama anlamına gelir. Yemek terminleri 1-2 hafta önceden olur.

Askerlik günü gelince, topluca uğurlamaya köyün dışına kadar gidilir. Gençler helâllaşıldıktan sonra uğurlanırlar. Askerlik kutsal sayılır.

 

Evlilik

 

Evlenme çağına gelen gençler genellikle köyden evlenirler. Görücü usülü evlilik yoktur. Kız-Oğlan anlaştıktan sonra, evlenme isteklerini ailelerine bildirirler ve onlarada düğün yapmak düşer.

 

Kız isteme

 

Kız ve Oğlan evlenme kararı verdikten sonra, oğlan tarafı akrabaları ve  yakınlarını davet edip onlarla kız evine giderler. Tabiki kız evi önceden haberdar edilir. Ailenin büyüğü üç defa kızı Anne-Babasından “Allahın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz. Ne diyorsunuz ?”  diyerek halkın huzurunda ister. Kız tarafıda “Allah´a eyvallah verdik” dedikten sonra bütün davetliler bir ağızdan “Hayırlı olsun” derler. Sonra beraberce yemek yenir, lokum ve kolonya ikram edilir, kahve içilir. Bu esnadada iki aile arasında söz, nişan, düğün günleri karara bağlanır. Böylece evliliğin ilk adımı atılmış olur. Kız isteme genellikle Perşembe günleri olur.

 

Nişan

 

Nişan genellikle köy meydanında veya müsait ise ev önünde yapılır. Önceden hazırlıklar olur, orkestra veya davul-klarnet çağrılır, yemekler yapılır.

Bir yere tahtadan hedef dikilir ve av tüfeği olanlar sırayla ateş ederler. Birinci, ikinci ve üçüncü para şeklinde bağış alırlar.      Öte yandan kız ve oğlan halkın önüne geldikten sonra, bir aile büyüğü tarafından yüzükleri takılır. Yüzükleri takıldıktan sonra büyüklerin ellerini öperler ve emsallarıyla kucaklaşırlar.  Sonra kız nişanlığını giymiş şekilde sandalyeye oturur veya serilmiş bir kilimin üstüne diz çöker ve başına kadınlar tarafından yağlık atılır, hediyeler verilir. Hediyeler giyisi, kumaş, para ve altın olarak yapılır. Yağlık atımından sonra yemekler yenir ve müzik eşliginde eğlenilir.

 

Nikâh

 

Düğünden önce mutlaka resmi nikâh kıyılır. Kesinlikle nikâhsız düğün yapılmaz. Çok seyrek olsada, dini nikâhların kıyıldığıda görülür, ama hiçbir garantisi olmadığı için mutlaka resmi nikâhda yapılır.

Düğün

Düğün günü belli olduktan 10-15 gün önce okuntu yırtılır, bayrak kalkar (Aynen sünnet düğnünde olduğu gibi). Düğünler çalgılı, orkestralı, yemekli ve içkili olur.

Cuma günü akşama doğru  köylüler arasında yemele başlanır. Erkekler çalgı eşliğinde ve kadınlada orkestra eşliğinde eğlenirler.

Cumartesi günü davetliler çalgı ile kaşılanıp düğün evine getirilir. Köylüler sağdıç olarak gelirler. Sağdıç gitmeyi kız ve oğlan evleri kaşılıklı olarak yaparlar. Cumartesi akşamı kına gecesi yapılır. Bu esnada gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır. Eğlence geç saatlere kadar devam eder.

Pazar günü yine aynan yemek hazırlıkları devam eder ve içki olmaz. Önceden organize olmuş yağlı güreş, at koşuları, cirit gibi oyunlar oynanır. Sağdıç gitme durumu devam eder (Sağdıç gitme köylülerin ve davetlilerin arzusuna bağlıdır, isteyenler hediyelerini doğrudan gelerek verirler). Öğleden sonra oğlan tarafı çalğı eşliğinde kız evine gelin almaya gider. Düğün alayının önünde bayraktarlar Kozluören köyünün ve davet edilen komşu köylerin bayraklarını çekerler. Diğer bayraktarlar ve gençler devamlı oyunlar oynarlar. Bayraktarların peşinden, at üstünde, Özne Anne-Babası olur ve onlarıda köylüler ve davetliler takip ederler.

Gelin evinin önüne gelince beklenir. Gelin Anne-Babası ve akrabalarıyla helâllaştıktan sonra at üstüne bindirilir. Düğün alayı yine önde Bayrak olmak üzere köyün içini dolaşarak tekrar oğlan evine gelir. Sünnet düğününde olduğu gibi Anne-Babadan ve akrabalardan bağış istenir. Dua edildikten sonra gelin alkışlar arasında damada teslim edilir. Böylece düğün bitmiş olur.

 

Özne

 

Düğünün bittiği gece, damat tarafı Özne dönmek üzere evde toplanırlar. Özne dönme Üç Semah oyunundan meydana gelir. Önce Özne Anne-Babası sonra orada bulunan başka bir çift ve son olarakta Gelin-Damat semah dönerler. Öznenin bitiminde topluluk “Hayırlı, uğurlu olsun” dileklerinden sonra dağılırlar ve Gelin-Damat yalnız kalır.

 

Baş bağı

 

Baş bağı Pazartesi günü yapılır. Köyün kadınları eve toplanırlar ve geline üçetek giydirilir. Sonra konuşmaması için başı ve ağzı bağlanır. Gelin başı bağlandıktan sonra konuşmaz. Kocasından ve yakınlarından istediği bahşişi alınca konuşur.  Bahşiş para, altı, veya herhangibir hediye şeklinde olabilir.

 

Ölüm

 

Cenazeler son yolculuğuna üç nefes söylenerek uğurlanırlar. Bu bir nevi dua anlamına gelir. Cenazeyi imam veya kime vasiyet etmiş ise, o yıkar. Cenaze kefinlendikten sonra namazı kılınır ve tabuta konur. Halkın omuzunda mezara götürülüp defnedilir. Defnedildiği akşam  köylü cenaze evinede toplanır ve herkes evlerinde yaptığı yemekleride beraberinde getirirler.

Üçüncü günü (Üçü), yedinci günü (Yedisi), kırkıncı günü (Kırkı) ve her yıl (Yıl hayırı) anısına hayırlar yapılır. Bütün köylü eş-dost davet edilir, yemekler yapılır, dualar edilip, anısına sohbetler edilip anılır.

 

Yazan: Dursun Narlı  (Şubat 2001)

 

 

 

 

 

 

Kozluören Köyü

Kozluören Köyü Manisa´nın Soma ilçesine bağlı olup, merkeze 18 km uzaklıktadır. Sivri dağının yamaçlarında bulunan Köy coğrafi olarak Ege Bölgesinin en kuzey yerleşim birimlerinden birisidir. İdare şekli muhtarlık olan Kozluören´nin nüfusu 300 civarındadır.

Köyün tarihine baktığımızda, çok eski bir köy olduğu ortaya çıkar.  Kozluören´in bugünkü bulunduğu yerde ekiden Rum toplumunun yaşadığı tahmin ediliyor. Bunun kanıtıda köyün bazı yerlerinde yapılan temel kazımlarında mezarların ve mezar taşlarının ortaya çıkmasıdır. Daha sonraları köyün bulunduğu bölgede bir komşu köy olan Evciler köyünün yazlıklarının bulunduğu söyleniyor.

Bir Alevi-Tahtacı Köyü olan Kozluören´in 150-160 yıllık bir mazisi vardır. Köyün ilk kurucuları sırasıyla Ambarcı Dede, Aşır Bey, Vuat Dede ve Kibir Dededir. Mesleklerinin tahtacı olması yerleşim yerinin seçiminde önemli rol oynamıştır. Köyün yüksekte ve ormanla çevrili olması, sanatlarını devam ettirebilmek için iyi bir fırsattı. Bugün Tahtacılık tamamen kalkmış ve ağırlık  genellikle madencilik, çiftçilik ve hayvancılığa yönelmiştir. Yeni arayışlar çerçevesinde 1960´lı ve 70 ´li yıllarda yurtdışına ve özellikle Almanyaya göç başladı. Şuan Almayada 60 aile (200 kişi) civarında kozluörenli yaşıyor. Köyden göç bununla kalmayıp, daha sonraki yıllarda bilhassa gençlerin ilçeye taşınması Kozluören´in yıllarca durgun bir dönem geçirmesine neden olmuştur.

Bugünkü durum tamamen değişmiştir. Almanyadaki birinci kuşağın emekli olup köye yönelik yatırımlar yapmaları ve Kozluören çevresindeki kömür madenlerinin gelişmesiyle genç kuşağın tekrar köye verdiği önem herşeyi göz önüne seriyor. Köye elektriğin bağlanması, Su şebekesinin yapımı, Köy yolunun asfaltlanması,Kanalizasyonun tamamlanması ve Cem evinin yapımı diğer sevindirici durumlar olup, Kozluören´deki yaşantıyı büyük bir ölçüde kolaylaştırmaktadır.